Dünyada tarım iş gücünün yüzde 43’ü, Türkiye’de tarımda çalışan 4,7 milyon kişinin yüzde 41,86’sı kadın çiftçiler. Kadınlar tarım sektörünün bel kemiğini oluştururken, üretimden tedarik zincirine, kırsal kalkınmadan aile refahına her alanda hayati rol oynuyorlar.
Cargill altı yıl boyunca Türkiye’nin farklı bölgelerinde çiftçilerin hayatına dokunan ve tarımın sürdürülebilirliğini destekleyen birçok uygulamayı hayata geçirdiği “1000 Çiftçi 1000 Bereket” programında bu yıl tarım sektörünün gizli kahramanları olan kadınlara odaklandı.
Tarım sektöründeki kadınların güçlendirilmesinin yalnızca ekonomik kalkınma için değil, toplumsal kalkınma için de büyük önem taşıdığı düşüncesiyle, 2019’dan bu yana 214 kadın çiftçinin katıldığı programa bu yıl 100 kadın çiftçi daha eklenerek toplumsal cinsiyet eşitliğine katkı anlamında da önemli bir adım atıldı. Program çerçevesinde tarım teknolojilerinin ve dijital araçların kullanımını
HER 1 TL’YE KARŞILIK 3,72 TL’LİK DEĞER
Kadın çiftçilerin tarımda daha aktif olabilmesi için, 1000 Çiftçi 1000 Bereket programı kapsamında teknoloji ve dijital araçların kullanımını içeren eğitimler veriliyor. Bu kapsamda toprak nemi ve sıcaklığını ölçen Filiz Sensör İstasyonu, haşere tespitini sağlayan PestTrap, sulama ve su kullanımını optimize eden Flowmeter, dijital toprak analizi ve gübreleme programlarıyla tarlalara özel danışmanlık sunuldu. Ayrıca ziraat mühendislerinin saha ziyaretleri, zeytin ürünleri için satış ve pazarlama eğitimleri ve katma değerli satış destek hizmetleri sağlandı.
Programa katılan çiftçiler, bu sayede 2023 üretim sezonunda ortalama yüzde 24’e varan verim artışı yakalarken, sosyal yatırım getirisinde de her 1 TL’ye karşılık 3,72 TL değer yaratıldı. Verim artışı mısırda yüzde 10, ayçiçeğinde yüzde 13, kanolada ise yüzde 12 düzeyinde gerçekleşti.
GÜVENLİ VE SÜRDÜRÜLEBİLİR BESLENME
Bu arada, Cargill Gıda Türkiye, Orta Doğu ve Afrika Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Murat Tarakçıoğlu hedeflerini şu sözlerle anlattı:
“Cargill olarak hedefimiz dünyanın güvenli, sorumlu ve sürdürülebilir beslenmesi için çalışmak. Bu amaçla, global taahhütlerimizin odağında 1000 Çiftçi 1000 Bereket programını başlatmıştık. Bu çerçevede tarımsal üretimin sürdürülebilirliğinde kritik bir role sahip olan kadınlara ihtiyaç duydukları olanakları sunmamız gerektiğinin öneminin farkındaydık. Kadın çiftçilerin bilgiye, teknolojiye ve finansal kaynaklara erişimini artırarak, tarımsal verimliliklerini yükseltmek istiyoruz. Ayrıca kadın çiftçilerin iş gücüne katılımını teşvik etmek ve onlara sürdürülebilir tarım uygulamaları ile ilgili eğitimler vererek daha güçlü bir toplumsal yapı oluşturma hedefindeyiz.”
“KADIN OLMADAN ÜRETİM OLMAZ”
Programa ilk katılan kadın çiftçilerden biri olan Ceylan Karaoğlan, 1000 Çiftçi 1000 Bereket’in kendisine kattıklarını şöyle ifade etti:
“31 yıldır çiftçilik yapıyorum. Önceden sebze ve pamuk yetiştiriyordum, şimdi mısır yetiştiriciliği ve hayvancılıkla ilgileniyorum. Program sayesinde daha bilinçli ve verimli üretim yapmayı, toprak analiziyle gübrelemeyi öğrendim. Kendime güvenim geldi. Program sayesinde bu sektörde girdiğim her işte başarılı oldum. Kadın olmadan üretim olmaz”
“KADIN ELİNİN GÜCÜNE İNANMAK”
Programa katılan kadın çiftçilerden Deniz Tekeli de ‘1000 Çiftçi 1000 Bereket’in kendisine kattıklarını şöyle dile getirdi:
“12 yıldır Adana Yüreğir’de çiftçilik yapıyorum; mısır, soya, narenciye ve şimdilerde Adana bölgesine uyum sağlamış yeni bir kiraz çeşidi deniyorum. 1000 Çiftçi 1000 Bereket sayesinde zirai tecrübem artarken daha da özgüvenli olarak sektörde ilerleyebiliyorum ve zorluklarla daha iyi başa çıkıyorum. Programla sadece kendi bölgemde değil, diğer bölgelerdeki çiftçilerin uygulamalarını da öğrenme fırsatım oldu. Bilgim arttıkça, gübreleme ve hasat uygulamalarını daha bilinçli yapıyorum, finansal okuryazarlığımı geliştirdim. Tarımda kadın elinin gücüne inanıyorum; bir kadın kafasına koyduğu şeyi mutlaka başarır…”