SON DAKİKA
Hava Durumu

Dünyayı titreten İmparator Caesar’ın askeri kariyeri Bursa’da başlamıştı…

Roma tarihinin en önemli bölümlerinde O’nun adı geçer. Dünya tarihine belirgin iz bırakanlardan biridir. Galya’yı fethederek Roma İmparatorluğu’nu Atlas Okyanusu’na kadar genişletip, Britanya’yı topraklarına katan ilk komutandır. Henüz genç subayken Bithynia Kralı IV. Nikomedes’in güvenliği için bir muhafız olarak Bursa ve civarına gelmiştir… Şehrengiz’in bu sayısında Romalı O askerin, bu bölgedeki ayak izlerini araştırdık… Kim mi bu ünlü asker? Tabi ki Jül Sezar…

Haber Giriş Tarihi: 19.09.2024 13:23
Haber Güncellenme Tarihi: 19.09.2024 13:35
Kaynak: Asuman Kurt Öge
Dünyayı titreten İmparator Caesar’ın askeri kariyeri Bursa’da başlamıştı…

NİKOMEDES’İN MUHAFIZI SEZAR!

Asuman Kurt Öge/ P. Şehrengiz Dergisi 42. sayı (Eylül 2013)

Gaius Julius Caesar (Jül Sezar)… Roma devletini imparatorluğa taşıyan, iyi bir asker ve komutan, Roma için önemli bir devlet adamı,  çok iyi bir hatip ve yetenekli bir yazardı. Aynı zamanda sağlığında ‘hayat boyu diktatör’ olarak ilan edilen ve bir suikast sonucu öldürülen Caesar, ölümünden iki yıl sonra da ‘Roma’nın tanrılarından biri’ olarak kabul edildi. Yaşarken, Roma topraklarını Atlas Okyanusu’na kadar genişletmeyi başardı. Büyük Britanya topraklarını işgal etti.  

Roma tarihinin büyük komutanı ve devlet adamı M.Ö. 100 yılında doğan Caesar, günümüzde de halen inceleme ve araştırma konusu… Hayatının büyük bir kısmı savaşlar, siyaset ve devleti yönetmekle geçmişti.  Defalarca Anadolu topraklarına gelerek savaştı. Henüz genç bir subayken Bithynia’ya (Bursa, Kocaeli ve Sakarya civarı) geldi… Kendisi ile ilgili ilk gençlik dönemine ait yeterli bilgi bulunamıyor. Adları aynı olan (Julia) iki kız kardeşi vardı. Aile, soylarının Troyalı Prens Aeneas’ın oğlu Lulus’tan geldiğini iddia eder ve bununla gurur duyardı.  

O’na ait bilgiler bizzat hatıralarını yazdığı Commentarii (Yorumlar) ile Cicero’nun yazdığı mektup ve söylevlerden, Suetonius ve Plutarch biyografilerinden öğrenilenlerdir.

BÜYÜK ROMA

Kuşkusuz Ceaser’ın ülkesi Roma, çağının en büyük gücüdür. Son Bergama Kralı III. Attolos’un, kendi krallığını Roma Devleti’ne miras bırakması ise Roma’nın Anadolu’ya geliş sebebi olur. Ancak bu büyük gücün etraftaki diğer ülkelerce kabul edilmesi öyle hemen olmaz. Roma- Pontus arasında başlayan savaş yaklaşık 40 yıl sürer.  

Roma’ya karşı gelişin en belirgin hareketi Pontus Kralı Büyük Mithridates tarafından yapılır. Roma’nın müttefiki Bithynia ve Kapadokya krallıklarına saldıran Pontus Kralı, oralarda yaşayan ve Latince konuşan 80 bin kişiyi kılıçtan geçirir. Bölgenin Roma Valisi de bu öldürülenler arasındadır. Tabi Roma devleti tarafından bu olay unutulmaz. Tarihçilerin genel olarak kabul ettiği M.Ö. 88-87 yıllarında yaşanan bu olaylara seyirci kalmayan Romalı Generaller, Pontus ordusunu Yunanistan’da ve Bursa Mustafakemalpaşa’da (Miletopolis) yenilgiye uğratır. M.Ö. 85 yılında da Pontus ve Roma arasında barış anlaşması imzalanır.

BİTHYNİA KRALİÇESİ!  

Henüz genç yaşlarında olan Gaius Julius Caesar iyi bir askerdir.  Ailesinin bulunduğu konum, dönemin güçlü generali olan Sulla’nın karşısında olunca da Caesar’ın asker olması kaçınılmazdı… Caesar, milattan önce 81-80 yıllarında, 19 yaşındayken, Asya'nın yöneticisi olan Marcus Thermus'a hizmet eder. O’nun tarafından Mitylene kuşatmasına yardımcı olmak için, subay olarak, bir filoyla Bithynia'ya gönderilir. (Bithynia bilindiği üzere merkezi Bursa olan ve Kocaeli, Sakarya illerini de kapsayan bölgedir.) Buradaki görevi ağırlıklı olarak Bursa’daki sarayında yaşayan Bithynia Kralı IV. Nikomedes’in donanmasına eşlik etmek ve kralın güvenliğini sağlamaktır. Bu nedenle de Caesar bir süre kralın sarayında elçi olarak kalır. (Acaba tarih henüz genç bir subay olan Caesar’ın gelecekte neler yapacağını öngöremediği için mi o yıllarla ilgili detaylı kalem oynatmamış? Bilinmez…) O büyük Caesar’ın, Bithynia’ya bu vesile ile yaptığı ilk ziyareti ömrünün sonuna kadar peşini bırakmayacak olayları beraberinde getirir. Kralın sarayında bulunduğu süre içinde Kral Nikomedes ile sevgili olduğu dedikodusu yayılır...  Ve hatta daha sonraları siyasi rakipleri onun için ‘Bitinya Kraliçesi’ lakabını kullanır. Caesar bu söylentiyi hayatı boyunca reddetmek zorunda kalır. Ancak bu olay Galya’da, Britanya’da, Anadolu’da askerler arasında sürekli eğlence konusu olacaktır. (Bithynia Kralı Nikomedes ölürken Bithynia’yı Roma devletine bağışlar ve burası da Roma’nın bir eyaleti olur.)

İKİNCİ KEZ BİTHYNİA

Bithynia’daki görevini tamamladıktan sonra bir müddet güneyde savaş halinde bulunur ve Roma’ya geri döner. Burada ilk işi hukuk eğitimi almak olur…

M.Ö. 73’e gelindiğinde Pontus Kralı Mithridates Roma’ya yeniden savaş açar. Bu savaş genç bir subay olan Ceaser’ın Bithynia’ya tekrar geliş sebebi olur. Burada Bithynia’nın askeri birliklerini düzenleme ve örgütleme görevini yerine getirir. Caesar adeta Bithynia orduları için komutan görevini üstlenmiştir. Oldukça da başarılı olur. (Caesar’ın buradaki ve diğer askeri başarıları ona genç yaşlarında ‘Halkın Tacı’ denilen meşe yapraklarından örülü bir ödülü getirmiştir. Sezar bu tacı hayatı boyunca büyük bir gururla takacaktır…)

VENİ,VİDİ,VİCİ

Roma ve Pontus arasında uzun yıllar süren savaşa yirmi yedi yıl sonra Caesar son verecektir… Pontus Kralı Mithridates Roma ordusuna karşı yenilgiyi kabullenemeyince M.Ö. 63’te intihar eder. Yerine oğlu II. Pharnaces geçer.  Pharnaces önceleri Roma’nın kontrolünü kabul eder…

M.Ö. 47 yılına gelindiğinde Romalı komutanlar ve yöneticiler arasında zıtlıklar yaşanmaya başlar. Pharnaces bu iç karışıklığı fırsat bilerek Roma’ya karşı ayaklanır. Pharnaces aynı zamanda Bithynia ve Cappadocia’yı ele geçirmek niyetindedir. Caesar, Asya’ya doğru ilerlerken, Suriye’den Anadolu topraklarına gelerek Zela (Zile) şehri yakınlarında Pharnaces ile büyük bir savaş yapar. Onu Pontus’un dışına sürerek ordusunu yok eder. Caesar, Roma’daki arkadaşı Amantius’a bu savaşın şiddetini ve çabukluğunu bildirirken o meşhur üç kelimeyi yazacaktır: ‘Veni, vidi, vici’-Geldim, gördüm, yendim.- (Latincede kelimeler aynı son çekim ekine sahiptir. Bu nedenle kısa olmaları çok daha etkileyicidir.)  

Sezar bu sözlerini hemen oradayken silindir biçimli mermer bir taşa yazdırır. Yüzyıllarca Zile Kalesi’nde muhafaza edilen bu taş yakın bir zaman önce çalınmıştır…

Not: Bu makalede öncelikli olarak Sezar’ın Bithynia topraklarına gelişi üzerinde durulduğundan, genel hayatı ve diğer bölgelerdeki olayları hakkında detaylı bilgiye yer verilmemiştir…

Kaynaklar:

Plutarch-Jül Sezar’ın Hayatı(İngilizce: John Carew Rolfe)

Suetonius- Jül Sezar’ın hayatı (Life of Caesar)

Luciano Canfora- Halkın Diktatörü Jül Sezar

Christian Meier- Sezar: Bir Biyografi

 

Kaynak: Asuman Kurt Öge

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.