SON DAKİKA
Hava Durumu

#Tarih

bursasehrengiz - Tarih haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Tarih haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Syedra'nın tarihi kitap oldu Haber

Syedra'nın tarihi kitap oldu

Syedra Antik Kenti'nde 1994-2022 yılları arasında yapılan kazı çalışmaları, araştırmalar, buluntular ve Syedra mimarisinin detaylarının yer aldığı Alanya ve bölge arkeolojisine önemli katkılar sağlayacak “Syedra 1-İsmail Karamut'a Armağan Kitabı”nın lansmanı gerçekleştirildi. Syedra Antik Kenti'nde Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğünün desteğiyle Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesince (ALKÜ) yürütülen kazı çalışmaları sürerken, bilimsel verilerin gelecek nesillere aktarılması için bir kitap hazırlandı. “Syedra 1-İsmail Karamut'a Armağan Kitabı”nın tanıtımı antik kentte yapıldı. “ARKEOLOJİ BİLİMİNE IŞIK TUTACAK “ 1994-2022 yılları arasında Syedra'da yürütülen kazı çalışmalarının mimari detaylarını ve elde edilen buluntuları ayrıntılı şekilde içinde barındıran kitaba ilgi yoğun oldu. Kazı Başkanı Doç. Dr. Ertuğ Ergürer, Seher Türkmen ve Dr. Öğr. Üyesi Hatice Ergürer'in editörlüğünü yaptığı kitap, Syedra'nın arkeolojik değerini bilimsel bir yaklaşımla gözler önüne seriyor. Kitapta 1994-2022 yılları arasında Syedra'da yürütülen kazı çalışmalarının mimari detaylarını ve elde edilen buluntular ayrıntılı şekilde ele alınıyor. Syedra'da ilk defa düzenlenen bu kültürel etkinlik, aynı zamanda Antalya Kültür Yolu Festivali'nin bölgedeki antik kentlerin tanıtımına verdiği önemi vurgularken, kitabın turizme ve arkeoloji bilimine önemli katkılar sağlayacağı belirtildi. “BİLİME IŞIK, TURİZME REHBER OLACAK” Syedra 1-İsmail Karamut'a Armağan Kitabı'nın tanıtım etkinliğinde konuşan ALKÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Kılıç, kitabın her açıdan çok önemli olduğuna değindi. Alanya ve bölge tarihinin büyük bir hazine olduğuna dikkat çeken Kılıç, “Alanya'mızın tanıtımı için devletimiz ve şehrimizin yöneticileri ile ALKÜ olarak çalışmalarımız tüm hızıyla devam ediyor. Syedra Antik Kenti ile ilgili yapılan çalışmaları ALKÜ Rektörümüz Prof. Dr. Kenan Ahmet Türkdoğan yakından takip ediyor ve çok önemsiyor. ALKÜ olarak Syedra Antik Kenti'nin tanımı için daha çok çalışacağız. Antik kentin kazı çalışmalarında ve kitabın ortaya çıkmasında emeği geçen başta Sayın Kültür ve Turizm Bakanımız Mehmet Nuri Ersoy'a, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürü Sayın Birol İnceciköz'e, Alanya Belediyemize, ALTAV'a, ALTİD'e, Alanya Müze Müdürümüz Seher Türkmen'e, Kazı Başkanımız Doç. Dr. Ertuğ Ergürer'e ve tüm ekibe teşekkür ederim” dedi. Syedra Antik Kenti'ndeki hareketliliğin yakın zamanda daha da artacağını söyleyen Alanya Belediye Başkan Yardımcısı Abdurrahman Açıkalın, “Syedra Antik Kenti, günümüzde hakikaten gözbebeğimiz olarak parlıyor. Tarihe ışık tutan böyle bir kitabın oluşmasında emeği geçen herkese teşekkür ederim” ifadelerini kullandı. Alanya'da bir dönem Müze Müdürlüğü görevini yürüten ve Syedra kazı çalışmalarının başlamasına öncü olan Dr. İsmail Karamut, “1992 yılından bu yana devam eden Syedra Antik Kenti kazı çalışmalarında çok önemli buluşlara imza atıldı. Bu çalışmalar sayesinde Syedra Antik Kenti, Kilikya bölgesi ile Anadolu'nun en önemli antik kentlerinden oldu. Vefa duygusunun önemini bilerek benim için bir armağan kitabı hazırlayan herkese teşekkür ederim” dedi. Alanya Müze Müdürü Seher Türkmen de, kitabın büyük emekler karşılığında ortaya çıktığını belirterek, bilim camiasına hayırlı olmasını diledi. “SYEDRA'DA BİR İLKİ GERÇEKLEŞTİRDİK'' Syedra'da böyle bir etkinliğin düzenlenmesiyle büyük gurur duyduklarını söyleyen Syedra Kazı Başkanı Doç. Dr. Ertuğ Ergürer, “Syedra'daki çalışmalar 2019 yılında benim başkanlığımda yapıldı ancak bu çalışmaların öncülüğü, Syedra'nın ilk kez adının duyurulması 1994-1999 yılları arasında Alanya Müzesi tarafından Dr. İsmail Karamut başkanlığında yürütülen çalışmalarla oldu. Arkeolojik çalışmalarda veriler ve bunların değerlendirilmesi çok önemli. O yıllarda büyük bir çalışma yapılmıştı ve bu malzemenin değerlendirilmesi, ilerideki çalışmalarımız için bize öncülük etmesi adına, 1994-1999 yılları arasındaki malzemeyi değerlendirmeye başladık. Bizim için de bu kitabı çıkarırken en anlamlı olan, o dönemin kazı başkanı olan İsmail Bey'e bu kitabı armağan etmek oldu. Bundan büyük bir mutluluk ve onur duyuyoruz" diye konuştu. Konuşmaların ardından kitabın tanıtımı gerçekleştirilerek, Syedra Antik Kenti ile detaylı bilgiler anlatıldı. Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın desteğiyle Alanya Belediyesi, Alanya Turizm Tanıtma Vakfı (ALTAV) ve Alanya Turistik İşletmeciler Derneği (ALTİD) iş birliğiyle gerçekleştirilen etkinliğe Alanya Belediye Başkan Danışmanı ve ALTAV Başkan Yardımcısı Abdurrahman Açıkalın, ALKÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Kılıç, Alanya'da bir dönem Müze Müdürlüğü görevini yürüten ve Syedra kazı çalışmalarının başlamasına öncü olan Dr. İsmail Karamut, Alanya Müze Müdürü Seher Türkmen, Syedra Antik Kenti Kazı Başkanı ALKÜ Turizm Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ergürer, ALKÜ Genel Sekreteri Onur Ocakdan, Antalya Müze Müdürü Mustafa Demirel, Side Kazı Başkanı Prof. Dr. Feriştah Alanyalı, turizm sektörünün öncüleri ve vatandaşlar katıldı.

Amida Höyük kazılarında bulunan silindirik mühür sergilendi Haber

Amida Höyük kazılarında bulunan silindirik mühür sergilendi

Höyük kazıldıkça çok sürpriz buluntularla karşılaşmaya devam edeceklerini kaydeden Dicle Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İrfan Yıldız, "Bu yıl saray kapı kısmında, kral yolunun devamında açtığımız açmada daha önce netleşmiş yanık izlerinden sonra gelen tabakalardaki gerek opsidyen parçalarından, gerek çanak çömlek parçalarından buradaki yerleşimin 10 bin yıla kadar çıktığı netleşmiş oldu. Bunlar da analize gönderilecek. Biz şu anda tahmini tarihi söylüyoruz” dedi. İç Kale Artuklu Sarayı kazısı, merkez Sur ilçesinde, İçkale Müze Kompleksi alanındaki Amida Höyük'te yapılıyor. Kazının yapıldığı alan, UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi'nde bulunuyor. İlk kez 1961-62 yıllarında Prof. Dr. Oktay Aslanapa başkanlığında yürütülen kazı, 56 yıl aranın ardından Dicle Üniversitesi Rektörlüğü ve Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın katkılarıyla 2018 yılında Dicle Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İrfan Yıldız başkanlığında yeniden başladı. Hurri-Mitanniler, Bitzamani Krallığı, Asurlular, Urartular, Medler, Persler, Büyük İskender, Selevkoslar, Büyük Tigran Krallığı, Romalılar, Bizanslılar, Sasaniler, Emeviler, Abbasiler, Mervaniler, Selçuklular, Nisanoğulları, Artuklular, Eyyubiler, Akkoyunlular, Safeviler ve Osmanlı'nın aralarında yer aldığı birçok medeniyete ev sahipliği yapan höyükte 7 yıldır kazı çalışmaları devam ederken, Cumhurbaşkanlığı kararıyla yürütülen 12 aylık kazılar statüsünde bulunuyor. Prof. Dr. İrfan Yıldız, 2024 yılı kapsamında yaptıkları çalışmalarda hem kral yolu kısmında, hem de sarayın bulunduğu alanda çalışmaların devam ettiğini belirterek, bu yıl ki çalışmalarda özelikle silindirik mühür bulunduğunu söyledi. Silindirik mührün kendileri için önemli olduğunu ifade eden Yıldız, “Çünkü kazımızda ilk bulunan silindirik mühür. Kazı çalışmaları kapsamında 2018 yılından beri yaptığımız çalışmalarda yaklaşık 1800 yıllık gizli geçit, su kanalları bulunmuştu. 1700 yıllık kral yolu ve mezar odaları, 800 yıllık mermer parçaları, MÖ. 5 bin, 7 bin yıllarına ait, yaklaşık 7-9 bin yıllık yangın tabakaları gelmişti. Bu yıl yaptığımız çalışmalarla artık Amida Höyük'te 10 bin yıldır kesintisiz olarak yaşamın devam ettiği netleşmiş oldu. Kesintisiz yaşamın olması bakımında Amida Höyük şu an dünyada ikinci kent konumundadır. Filistin'in Eriha kentti 11 bin yıllık tarihi ile birinci sırada yer alıyor” dedi. Amida Höyük kazıldıkça çok sürpriz buluntularla karşılaşmaya devam edeceklerini kaydeden Yıldız, konuşmasına şöyle devam etti: “Mühür, silindirik bir mühür. Tarih olarak Geç Uruk Dönemi'ne MÖ. 3400 ile 3100 yılları arasında tarihlendirebileceğimiz bir mühür. Bu mührün benzeri daha önce Diyarbakır Bismil Müslüman Tepe kazılarında da çıkmıştı. Orada tam çıkmıştı, bizim kırık olarak geldi. Mührün üzerinde baklava dilimi şeklinde geometrik süslemeler bulunmaktadır. Mühür, hem yapıldığı dönem özelliği bakımından, hem üzerindeki süslemelerle eşsiz bir mühür konumundadır. Bu tür mühürler genelde belgelere, çuvalların ağzını kapatmak, çömleklerin ağzını kapatmak için kullanılmaktadır. Mührün bulunuşu o dönem güçlü bir ticaret ağının olduğunun göstergesidir. Daha öncede kalkolitik döneme ait bir mühür bulunmuştu. Hem o mühür, hem bu mühür içerisine ip geçirilerek boyna asılan mühürlerdendir. Kazımızda bulunan ilk silindirik mühürdür, ancak kazıdaki ikinci buluntusudur.” "Amidi, Amedi şehrinin 3 kez yandığı tespit edilmiştir" İlk başladıklarında ortalama 5 bin yıllık bir tarih olduğunu söyleyen Yıldız, “Akabinde gelen verilerle 6,7,8 bin, en son 9 bin yıl. Özelikle şehrin MÖ. 5 bin ila 7 bin yılları arasında yakılmasından dolayı meydana gelen yangın tabakalarından dolayı o tarihi tahmin etmiştik. TUBİTAK'a gönderdiğimiz gerek yanık ahşap parçaları, gerek yanık kemik parçalarında o yangınların MÖ. 7 bin ila 5 bin yılları arasında meydana geldiği, şehrin o dönemde de önemli bir şehir olduğu ve Amidi, Amedi şehrinin 3 kez yandığı tespit edilmiştir. TUBİTAK analizleriyle Amida Höyüğün bulunduğu bugünkü Diyarbakır şehrinin tarihi 9 bin yıl olarak netlik kazanmıştı. Bu yıl Saray Kapı kısmında, Kral Yolu'nun devamında açtığımız açmada daha önce netleşmiş yanık izlerinden sonra gelen tabakalardaki gerek opsidyen parçalarından, gerek çanak çömlek parçalarından buradaki yerleşimin 10 bin yıla kadar çıktığı netleşmiş oldu. Bunlar da analize gönderilecek. Biz şu anda tahmini tarihi söylüyoruz” ifadelerini kullandı. Höyük kazıldıkça çok sürpriz buluntularla karşılaşmaya devam edeceklerini kaydeden Dicle Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İrfan Yıldız, "Bu yıl saray kapı kısmında, kral yolunun devamında açtığımız açmada daha önce netleşmiş yanık izlerinden sonra gelen tabakalardaki gerek opsidyen parçalarından, gerek çanak çömlek parçalarından buradaki yerleşimin 10 bin yıla kadar çıktığı netleşmiş oldu. Bunlar da analize gönderilecek. Biz şu anda tahmini tarihi söylüyoruz” dedi. İç Kale Artuklu Sarayı kazısı, merkez Sur ilçesinde, İçkale Müze Kompleksi alanındaki Amida Höyük'te yapılıyor. Kazının yapıldığı alan, UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi'nde bulunuyor. İlk kez 1961-62 yıllarında Prof. Dr. Oktay Aslanapa başkanlığında yürütülen kazı, 56 yıl aranın ardından Dicle Üniversitesi Rektörlüğü ve Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın katkılarıyla 2018 yılında Dicle Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İrfan Yıldız başkanlığında yeniden başladı. Hurri-Mitanniler, Bitzamani Krallığı, Asurlular, Urartular, Medler, Persler, Büyük İskender, Selevkoslar, Büyük Tigran Krallığı, Romalılar, Bizanslılar, Sasaniler, Emeviler, Abbasiler, Mervaniler, Selçuklular, Nisanoğulları, Artuklular, Eyyubiler, Akkoyunlular, Safeviler ve Osmanlı'nın aralarında yer aldığı birçok medeniyete ev sahipliği yapan höyükte 7 yıldır kazı çalışmaları devam ederken, Cumhurbaşkanlığı kararıyla yürütülen 12 aylık kazılar statüsünde bulunuyor. Prof. Dr. İrfan Yıldız, 2024 yılı kapsamında yaptıkları çalışmalarda hem kral yolu kısmında, hem de sarayın bulunduğu alanda çalışmaların devam ettiğini belirterek, bu yıl ki çalışmalarda özelikle silindirik mühür bulunduğunu söyledi. Silindirik mührün kendileri için önemli olduğunu ifade eden Yıldız, “Çünkü kazımızda ilk bulunan silindirik mühür. Kazı çalışmaları kapsamında 2018 yılından beri yaptığımız çalışmalarda yaklaşık 1800 yıllık gizli geçit, su kanalları bulunmuştu. 1700 yıllık kral yolu ve mezar odaları, 800 yıllık mermer parçaları, MÖ. 5 bin, 7 bin yıllarına ait, yaklaşık 7-9 bin yıllık yangın tabakaları gelmişti. Bu yıl yaptığımız çalışmalarla artık Amida Höyük'te 10 bin yıldır kesintisiz olarak yaşamın devam ettiği netleşmiş oldu. Kesintisiz yaşamın olması bakımında Amida Höyük şu an dünyada ikinci kent konumundadır. Filistin'in Eriha kentti 11 bin yıllık tarihi ile birinci sırada yer alıyor” dedi. Amida Höyük kazıldıkça çok sürpriz buluntularla karşılaşmaya devam edeceklerini kaydeden Yıldız, konuşmasına şöyle devam etti: “Mühür, silindirik bir mühür. Tarih olarak Geç Uruk Dönemi'ne MÖ. 3400 ile 3100 yılları arasında tarihlendirebileceğimiz bir mühür. Bu mührün benzeri daha önce Diyarbakır Bismil Müslüman Tepe kazılarında da çıkmıştı. Orada tam çıkmıştı, bizim kırık olarak geldi. Mührün üzerinde baklava dilimi şeklinde geometrik süslemeler bulunmaktadır. Mühür, hem yapıldığı dönem özelliği bakımından, hem üzerindeki süslemelerle eşsiz bir mühür konumundadır. Bu tür mühürler genelde belgelere, çuvalların ağzını kapatmak, çömleklerin ağzını kapatmak için kullanılmaktadır. Mührün bulunuşu o dönem güçlü bir ticaret ağının olduğunun göstergesidir. Daha öncede kalkolitik döneme ait bir mühür bulunmuştu. Hem o mühür, hem bu mühür içerisine ip geçirilerek boyna asılan mühürlerdendir. Kazımızda bulunan ilk silindirik mühürdür, ancak kazıdaki ikinci buluntusudur.” "Amidi, Amedi şehrinin 3 kez yandığı tespit edilmiştir" İlk başladıklarında ortalama 5 bin yıllık bir tarih olduğunu söyleyen Yıldız, “Akabinde gelen verilerle 6,7,8 bin, en son 9 bin yıl. Özelikle şehrin MÖ. 5 bin ila 7 bin yılları arasında yakılmasından dolayı meydana gelen yangın tabakalarından dolayı o tarihi tahmin etmiştik. TUBİTAK'a gönderdiğimiz gerek yanık ahşap parçaları, gerek yanık kemik parçalarında o yangınların MÖ. 7 bin ila 5 bin yılları arasında meydana geldiği, şehrin o dönemde de önemli bir şehir olduğu ve Amidi, Amedi şehrinin 3 kez yandığı tespit edilmiştir. TUBİTAK analizleriyle Amida Höyüğün bulunduğu bugünkü Diyarbakır şehrinin tarihi 9 bin yıl olarak netlik kazanmıştı. Bu yıl Saray Kapı kısmında, Kral Yolu'nun devamında açtığımız açmada daha önce netleşmiş yanık izlerinden sonra gelen tabakalardaki gerek opsidyen parçalarından, gerek çanak çömlek parçalarından buradaki yerleşimin 10 bin yıla kadar çıktığı netleşmiş oldu. Bunlar da analize gönderilecek. Biz şu anda tahmini tarihi söylüyoruz” ifadelerini kullandı.

Alexandria Troas Antik Kenti'nde ilginç keşif Haber

Alexandria Troas Antik Kenti'nde ilginç keşif

Çanakkale'nin Ezine ilçesine bağlı Dalyan köyündeki 2 bin 400 yıllık Alexandria Troas Antik Kenti'nde, kentin merkezindeki forum bölgesinin kuzeyinde devam eden kazı çalışmalarında 2 bin yıllık temiz su ileti hattı bulundu. Su sisteminin çok iyi korunarak deforme olmadığı dikkat çekti. Çanakkale'nin Ezine ilçesine bağlı Dalyan köyündeki Alexandria Troas Antik Kenti'nde kazı çalışmaları 1 Temmuz'da başladı. Yıl sonuna kadar kazı çalışmalarının devam etmesi planlanıyor. Kazı çalışmaları 2011 yılından bu yana Ankara Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erhan Öztepe başkanlığında sürdürülüyor. Bu yıl kazı çalışmaları yaklaşık 40 kişilik ekipler gerçekleştiriliyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü'nün izni ve maddi desteğinin yanı sıra Ankara Üniversitesi, İÇDAŞ AŞ'nin desteklediği Alexandria Troas Antik Kenti'ndeki kazı çalışmaları bu yıl kentin merkezi konumunda olan forum merkezi ile forum merkezinin çeşitli noktalarında devam etti. Forum bölgesinin Kuzeyinde devam eden kazı çalışmalarında 2 bin yıllık temiz su ileti hattı bulundu. Kazı çalışmalarında ortaya çıkan su sisteminin çok iyi korunarak deforme olmadığı dikkat çekti. Alexandria Troas Antik Kenti'nde kazı çalışmalarının 3 aydır devam ettiğini belirten Ankara Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve Alexandria Troas Antik Kenti Kazı Başkanı Prof. Dr. Erhan Öztepe, “Bu yıl kazılarımızın 14'üncü yılı. Ağırlıklı olarak forum bölgesi dediğimiz kentin merkezinde çalışmaları yürüttük. Bu yıl da kentin forumun doğu sınırında özellikle podyumlu salon olarak polygonal yapının çevresini araştırıyorduk. Doğu bölgesinde bir yapı kompleksi bulduk. Kısmen açığa çıkarıldı. Önümüzdeki yıllarda burada da çalışmalar devam edecek. Şuanda Kuzey bölgesinde çalışıyoruz. Daha önce açığa çıkardığımız podyumlu salonun kuzeyindeki 3 mekanın iç kısımlarında çalışmaları derinleştirdik. Buradaki çalışmaları derinleştirdikçe kentin su sistemine ilişkin yeni izlere rastladık” dedi. Sisteme ilişkin izlerden de bahseden Kazı Başkanı Prof. Dr. Erhan Öztepe, sözlerine şöyle devam etti: “Özellikle temiz suyun taşınması için kullanılan künk hattına karşılık geldi yaptığımız çalışmalar. Şu anda arkadaşlarımız su sisteminin olduğu bölgeyi temizliyorlar. Su sisteminin bu alandaki izini takip edeceğiz. Su sistemi çok iyi korunarak deforme olmamış. Belgeleyeceğiz ve koruma altına alacağız. Sonrasında da bu künk hattının nerelere ulaştığıyla ilgili jeofizik metotlarından da yararlanarak takibini yapmaya çalışacağız. Aslında forum alanı içerisinde hem atık su, hem temiz su sistemleriyle ilgili alanlar ve kanallar, pişmiş toprak kanal hatları bugüne kadar çıkmıştı. Bu hat yenisi olarak karşımızda duruyor. Bu temiz su hat sistemi tarihlendirme olarak yapının da tarihini göz önünde bulundurursak milattan sonra 1'inci yüzyılın iç gibi yani yaklaşık 2 bin yıllık bir su iletim hattıyla karşı karşıya olduğumuzu söyleyebiliriz.”

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.